26 Aralık 2011 Pazartesi

Gelişim Alanları (düşünce kelimesinin bize çağrıştırdığı kelimeler)

DÜŞÜNCE
-Akıl
-Zihin
-Biliş
-Hatırlamak
-Duygu
-Beyin
-Anı
-Soru
-Birey
-Psikomotor gelişim
-Koordinasyon
-Denge
-Kuvvet
-Hareket
-Algı
-Eş güdüm
-Yetenek
-Dikkat

Gelişim Alanları sayfa 80 Araştırma Ödevi

KÜÇÜK KAS MOTOR GELİŞİMİNE UYGUN ARAÇ GEREÇLER
-Bez oyuncaklar
-Boş kutular
-Diş kaşıma halkaları
-Büyük renkli küpler
-Basit bloklar
-Kum havuzu ve kum oyuncakları
-Müzik aletleri
-Domino
-Oyun hamurları
-Yap-boz oyuncaklar
-Öykü kitapları
  
  


BÜYÜK KAS GELİŞİMİNE UYGUN ARAÇ GEREÇLER
-Halat
-Araba yada kamyon tekerlekleri
-Boş variller
-Denge tahtası
-Tornetler
-Çemberler
-Atlama ipleri
-Kaydırak gibi bahçe oyuncakları
-Fasulye torbaları
-Jimnastik minderleri
-Çeşitli toplar
  
 
    

Çocuk Ruh Sağlığı sayfa 50'deki Araştırma Ödevi

     
    ÇOCUK YETİŞTİRMEDE KULLANILAN YÖNTEMLER

      Çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde genel eğitimin eksik olduğu kabul edilmektedir. İnsanalar herhangi bir meslek sahibi olmak için eğitim görürken, anne ve baba olmak için ve çocuk eğitimi, bakımı konularında hiçbir eğitimden geçmezler. Genel olarak üç tip çocuk yetiştirmede yöntemine rastlanmaktadır. Otoriter yaklaşımda, çocukta istenilen davranışın geliştirilmesi katı kurallarla sağlanır.
       Demokratik yaklaşımda anne baba çocuklarından beklediği davranışın nedenlerinin çocuk tarafından anlaşılması için çeşitli açıklamalar yapar ve benimsemesini sağlamaya çalışır.
       Çocuğu kendi haline bırakan ailelerde ise çocuk deneme yanılma yoluyla çevresini tanımakta ve keşfetmektedir. Kendisine fazla güvenen, kendini denetleyen, sorgulayan, araştırıcı, kendiyle barışık çocukların anne-babaları çocuğu hem denetler, hem de ondan bazı şeyleri talep eder. Aynı zamanda çocuğa karşı şefkatli, sıcak, akılcı davranılması ve çocukla iletişime her zaman hazır, istekli ve teşvik edici olunması gerektiğini bilirler.
       Çocuğundan uzak ve daha az sıcak, otoriteler tarzda davranan anne-babaların çocukları ise kendinden daha az hoşnut, içine kapanıklık ve hırçın davranışlar belirlenir. Çocuğun iradesini kırmak için zor kullanmanın gerekli olduğunu düşünürler. Bu tür davranışların yoğun olduğu ailelerde çocuklar daha öfkeli ve pasif kişilik yapısına sahip olurlar.
Anne babalar akılcı ve soruna yönelik anlayışla çocuklarını yönlendirmelidirler. Konuşarak, iletişimle teşvik ederek, davranışların arkasında yatan mantığı anlatmaya çalışmalıdırlar. Çocuğa ciddi ve tutarlı biçimde rehberlik edilmeli, aile içinde bazı sorumluluklar geç kalmadan verilmelidir.
   

Çocuk Beslenmesi dersi sayfa 50'deki Etkinlik

HAFTADA EN AZ BİR KERE TARTILIN!

Çocuk Beslenmesi dersi sayfa 47'deki Etkinlik

Gebelikte Yetersiz ve Dengesiz Beslenmenin Anne Sağlığına Etkileri

Gebelik kadın için fizyolojik bir olaydır. Bu dönemde annenin yeterli ve dengeli beslenmesi, bir yandan kendi sağlığının uzun süreli olarak korunmasına, diğer yandan doğacak bebeğin sağlıklı ve standartlara uygun olarak gelişmesine yardımcı olacaktır. Gebelik döneminde annenin enerji, protein ve diğer besin öğeleri gereksinimlerinde artış olur. Artan bu gereksinimlerin karşılanmaması halinde annelerde zayıflama, anemi, diş çürümeleri ve ileri yaşlarda kemik bozulmaları gibi istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceği gözönünde bulundurulmalıdır. Bu duruma, özellikle daha kendi büyüme gelişmesini tamamlamamış 19 yaşın altındaki genç anneler ile ağır aktivite gösteren annelerde sık rastlandığı rapor edilmiştir.

Gebelikte istenmeyen beslenme bozukluklarından biri aşırı beslenme sonucunda gelişen şişmanlıktır. Fazla yağ birikiminin hem anne hem de çocuk açısından sakıncalı olduğu, doğumu güçleştirmenin yanında perinatal ölümlere neden olduğu bildirilmiştir.

Neaye‘nin gestasyonel ağırlık kazancı ve gebelik sonuçlarına etkilerini incelediği çalışmasında, 7.3 kg ağırlık kazanan hafif şişman annelerin, 9 kg kazanan normal ve 13.6 kg kazanan zayıf annelere göre daha düşük perinatal ölüm oranlarına sahip olduğu belirlenmiştir.

Yetersiz ve dengesiz beslenen gebelerde gebelik toksemisi, hafif şişman ve belirgin şişman gebelerde ise preeklamsi, gestasyonel diyabet ve hipertansiyon risklerinin yüksek olduğu saptanmıştır.

Fullterm ve 3-4 kg arasında doğan bir bebek için fetusun ağırlığının uterus, plesanta ve amniotik sıvı gibi destekleyici dokular ve laktasyon için hazırlanan meme bezi dahil yaklaşık 6.5 kg olduğu bildirilmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde ulusal düzeyde yapılan çalışmalarda, normal ağırlıklı ve optimal olarak gelişmiş sağlıklı bebek doğuran bazı annelerin, gestasyon boyunca hiç kilo almadıkları; diğer bazılarının ise 25 kg‘ın üzerinde kilo aldıkları gösterilmiştir. Ağırlık kazancındaki bu farklılık, gebelik komponentlerinin ağırlığından daha az ağırlık kazanan annelerde kendi dokularını kaybetmeleri olasılığına, diğerlerinde ise aşırı yağ ve su depolanmasına bağlanarak izah edilmiştir.

Normal bir gebelikte, anne serum kolesterol düzeyinin % 200–400 arttığı bulunmuştur. Lipid düzeylerinde gözlenen bu artışın postpartum 6–12. haftalarda gebelik öncesi düzeylere döndüğü, ancak kolesterol düzeyinin trigliseride göre 5-6 ay kadar daha uzun sürede normalize olduğu kaydedilmiştir. Gebelikte görülen bu geçici hiperlipideminin multipar orta yaşlı annelerde angina ve gebelik hiperkolesterolemisinden kaynaklanan kolesterol (safra) taşlarının insidansını arttırdığı gösterilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde bu görüşü destekler nitelikte, 19–50 yaşları arasındaki kadınların diyetleri ile total enerjilerinin % 37‘si gibi yüksek bir oranda yağ tükettikleri ve bu oranın pek çok gebeliğin sonucu olarak angina, kolesterol taşları, diyabet ve özellikle menapozdan sonraki şişmanlık prevalansını arttırdığına ilişkin raporlar bildirilmiştir.

Demir eksikliği anemisinin hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, en yaygın olarak beslenme yetersizliği sonucunda ortaya çıktığı bilinmektedir. Özellikle gebelik ve çocukluk dönemlerinde sık rastlanan bu aneminin nedeni her iki dönemde de hızlı büyümeye bağlı olarak artan demir gereksiniminin diyetle karşılanamamasına bağlanmaktadır. Gebelik nedeniyle artan plazma volümüne karşın, kırmızı kan hücrelerinin hacminin bu arana ulaşamamasıda demir eksikliği anemisinin olası nedenlerinden biri olarak düşünülmektedir.

Kan kaybı, parazitler, sindirim sistemi bozuklukları nediyle diyetteki demirin emilelmemesi ve diyetteemilimini güçleştiren etmenlerin bulunması gibi nedenlere bağlı olarak da gelişen demir eksikliği anemisinin, yetersiz ve dengesiz beslenen annelerde olduğu kadar, 13–19 yaş grubu teenager anneler arasında da yaygın olduğu belirlenmiştir.

Gebeliğin başlangıç döneminde (ilk 3 ay) bazı annelerde geçici olarak bulantı, kusma gibi bazı sindirim sistemi şikayetleri görülebilmektedir. Bu şikayetlerin nedeni, anne fetus arasındaki uyuşmazlıklar ve/veya gebeliğin neden olduğu hormonal değişikliklerle açılabilmektedir.
  



15 Aralık 2011 Perşembe

Çocuk Ruh Sağlığı ödevi sayfa 44

Türkiye’de Boşanma Oranlarının En Yüksek Olduğu İlk 10 Şehir

1
    Bir yandan evlenenler diğer yandan da boşanan çiftler paralel bir hızla yükselişte. Kuşkusuz Türk kadının maddi gücünü eline alması boşanmaların artmasındaki en önemli faktör. Ege bölgesi ise Türkiye genelinde boşanma oranlarının en yüksek olduğu yer.  İzmir de başı çekiyor (2.5) . E tabi Türkiye’nin en modern şehri İzmir’den de başka bir şey beklenemezdi. Ne demişler “İzmir’in kızları da havası gibidir”. Belki de aslında sorun erkeklerinin de böyle olmasıdır. Sonuçta 1 ipte 2 cambaz oynamaz. Türkiye İstatistik kurumunun verilerine göre en az boşanma oranın gerçekleştiği şehirler yüzde 0,2 ile Van, Muş, Bitlis ve Hakkari olarak gösteriliyor. Bunun nedeni de çok açık değil mi sizce? Acaba çilekeş Anadolu kadınları evliliklerinde çok mutlu oldukları için mi boşanma oranları bu kadar düşük?  Peki Dünya sıralamasında en yüksek boşanma oranlarının görüldüğü Malezya’da devletin boşanmaları engellemek için uyguladığı politikayı bilen var mı? Malezya hükümeti boşanma davası açmış çiftleri 440$ karşılığında ücretsiz 2. balayına göndererek onlara 2. bir şans tanıyor. Başta  İzmir’e uygulanması gereken dahice bir fikir!

10-ÇANAKKALE
9-BURDUR
8-ISPARTA
7-ANTALYA
6-ANKARA
5-MUĞLA
4-DENİZLİ
3-İSTANBUL
2-AYDIN
1-İZMİR

FİZİKSEL GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUK VE Ö.E.İ.V.K ÖDEVİ-ANAOKUL,ÇOCUK YUVASI

BESİN GRUPLARI SUNUMUM

14 Aralık 2011 Çarşamba

Anektod örneği (kart şeklinde)

Adı: Boncuk Göz
Tarih: 25.11.2011 Cuma
Yer: Nilüfer Gökay İ.Ö.O. Anasınıfı
Gözlemci: Öznur Aydın
Davranış
  Boncuk Göz 25 Kasım 2011 Cuma günü oldukça sakindi. Arkadaşlarıyla pek konuşmadı. Oysa normalde çok hareketli, konuşkan ve sıcakkanlıdır. Derslerde yapılan etkinliklere katılmayı çok sever ama o gün oldukça sakindi.
Yorum
  Boncuk Göz çok hareketli, etkinliklere istekle katılan, konuşkan ve hareketli bir çocuktur. Boncuk Göz 25 Kasım 2011 Cuma günü biraz uykusuz gibiydi ve halsizdi. 1 hafta sonra tekrar gittiğimde Boncuk Göz gelmemişti. Sonradan öğrendim ki o hafta hiç okula gitmemiş. Çünkü çok hastaymış.

Şarkı öğretimi etkinliği


ÇOCUKLAR 'OKUL YOLU' ŞARKISINI ÖĞRENİRKEN





Anne-Çocuk sağlığı merkezi



BROŞÜRLER VE FORMLAR

Sait Çiftçi AÇSAP Merkez Rahim İçi Araç Uygulaması  Onay  Formu

RİA Takip Formu











Aşı Takvimi



RİA

Rahme Yerleştirilmiş RİA




Gelişim alanları sayfa 85 etkinlik 4 ile ilgili resimler





Fiziksel gelişime uygun etkinlikler (resimler)





Fiziksel gelişime uygun etkinlikler

CANLI TOP OYUNU
Çocuklar arasından bir top seçilir. Top olan çocuk çömelir ve ellerini dizlerine koyar. Başka bir çocuksa top olan çocuğun yanına gelerek bir elini çocuğun başının üstüne koyarak 'TOPUM SIÇRA' dediği zaman top olan çocuk ayak uçlarında hız alarak küçük sıçramalar yapar.

KURBAĞA YÜRÜYÜŞÜ OYUNU
Öğretmen çocuklara 'Kurbağa nasıl zıplar?' gibi sorular sorar. Sorular cevaplandıktan sonra kurbağa sıçraması hareketi yapılır.

Psikomotor gelişime uygun etkinlikler (resimler)